TRAVEL
Denpasar Bali Havaalanı'na geç saatte vardık. Internetten Bali'li yerel bir araç kiralama şirketinden araba kiraladığım için, bizi ismimiz yazılı tabelalarla karşıladılar. Kolay bir işlem sonrasında havalimanına çok uzak olmayan Jimbaran Bölgesine 15 dakikada gittik ve booking.com'dan bulduğumuz uygun bir otele giriş yaptık. Eşyalarımızı yerleştirip hemen Jimbaran Plajı'na gittik. Okyanus dalgaları eşliğinde Jimbaran plajındaki balık lokantalarının kumlar üzerine kurulmuş masalarında güzel bir akşam yemeği yedik. Jimbaran Plajı gün batımı ve yanyana dizili restoranlarıyla meşhur.
|
2. günRotamız Bali Adası'nda mutlaka görülmesi gereken yerlerden oluştuğundan, ilk gün ve ilk durak olarak, Bali'nin en meşhur tapınaklarından Uluwatu'yu seçtik.
Tapınağa girişte, (Bali inanışına göre cennete girerken uygun kıyafetlerde olmanız gerektiğinden) belinize saracağınız saronglar veriliyor. Uluwatu manzarası ve maymunları ile meşhur. Çok sevimli maymunlara ilgiyle bakıp dalan turistler genelde, güneş gözlüğü veya cep telefonu gibi ellerindeki eşyaları çaldırabiliyorlar. Korkmanıza gerek yok, maymunlar saldırgan değil, sadece biraz oyuncu ve yaramazlar. Tapınaktan ayrıldıktan sonra, Bali'nin ilk gelişen turist merkezi olan Kuta Beach'e gittik. Plaja cadde üzerine park ederek veya plajın hemen karşısındaki AVM'nin otoparkına park ederek kolayca ulaşabilirsiniz. Bu AVM'de çok şık restoranlar olmasına rağmen, biz tercihimizi klasik Endonezya pilavı olan Nasi Goreng'den yana kullandık ve güneşin tadını çıkararak plajdaki seyyar restoranların sandalyelerinde ayaklarımız kumlarda yemeğimizi yedik. Kuta Beach'den ayrılıp kalacağımız yere, Bali'nin kalbi sayılan müthiş Ubud köyüne yoğun trafikli 1,5 saatlik bir yoldan sonra ulaştık. Ubud'da gerçek Bali kültürü deneyimi için home stay ayarlamıştık. Yani Bali'li bir ailenin evinde kaldık. Bali'deki aile evleri geniş ve güzel bi bahçe içinde tek katlı birçok binadan oluştuğu için hem lokal hayatı görmek hem de otel rahatlığını yaşamak mümkün. Akşam yemeği için Ubud Palace yakınlarındaki Warung Makan Bu Rus'a gittik. Burası şirin bir aile restoranı, evlerinin güzel ve bakımlı bahçesini restoran olarak kullanıyorlar ve yanlızca Bali'ye özgü yemekler yapıyorlar. |
3. günGünümüze güzel bir Bali kahvaltısı ile başladık. Balkonumuzda, sevgi dolu ev sahibimiz tarafından yapılan taze hindistan cevizli ve mangolu pancake'lerden yedik.
3. günümüzde, Ubud'dan birkaç saatlik sürüş mesafesinde olan ve Bali'nin mutlaka görülmesi gereken yerlerden ikisine daha gittik. İlk olarak gerçekten de nefes kesici Ulun Danu Beratan Tapınağı'nı ziyaret ettik. Ardından ünlü Jatiluwuh Pirinç Terasları'na gittik. Bu teraslar, Bali'deki en büyük pirinç teraslarıdır ve sulama sistemi UNESCO Dünya Mirası olarak ilan edilmiş. Tarlaları gezmek için yürümek yerine, hem kaybolma riskini azaltmak hem de güneşin altında yanmaktan veya bayılmaktan kaçınmak için girişteki buggy araçlardan kirlamanızı şiddetle tavsiye ederim. Jatiwuluh'tan Ubud'a dönüş yolunda karşımıza çıkan kahve tarlalarından birinde durduk ve Bali kahvesini ve çeşitlerini tattık. Ubud'a döndüğümüzde, merkezdeki muhteşem Lotus Tapınağı'nı ziyaret ettik, hemen yanındaki Lotus Cafe'de bu tapınağa bakarak birşeyler içtik. Ubud'un güzel sokaklarında gezdik, şık butiklere baktık ve ertesi günkü Legong Barong ve Kecak dans gösterisi için bilet aldık. Günü, Bali hakkında büyüleyici bir kitap olan The Fragrant Rice'ın yazarı tarafından işletilen Casa Luna'da güzel bir yemek yiyerek bitirdik. |
4. GÜNBali'deki dördüncü günümüzü, büyüleyici Ubud kasabasını keşfetmeye ayırdık.
Önce Ubud merkeze yakın Goa Gojah Tapınağına gittik. Hindu bir rahip bize çiçekli kutsama ritüeli yaparken birbirimizin videolarını çektik. Sonra Kutsal Maymun Ormanı'na (Sacred Monkey Forest)'a gittik. Ormana girmeden önce arabamızı park ettiğimiz yerde yemyeşil prinç tarlalarına bakan salaş bir büfeden kahve ve Balinin geleneksel atıştırmalık yiyeceklerinden aldık. Bu orman hiçbir nedenle kaçırılmaması gerekn yerlerden biri! Sıklıkla dini törenlerin yapıldığı ormanda biz de geleneksel kıyafetler ve süslerle cok güzel bir seremoniye denk geldik. Aperitif için Lotus Cafe'ye gittik. Birşeyler yudumlarken tam karşımızdaki muhteşem Tapınağı'nı seyrettik. Lotus Tapınağının girişinde, akşamları düzenlenen geleneksel dans gösterileri için bilet satılıyor. Biz Ubud Sarayı'nda geleneksel Legong ve Barong dans gösterisine son dakika biletleri bulduk. Bali'nin zengin kültürel mirasının ruhunu gerçekten yansıtan renkli kostümler ve ilginç performans gezimizin en unutulmaz anılarından oldu. Akşam yemeği için, Ubud merkezindeki bir sürü şirin restoran arasından birini seçtik ve çok memnun kaldık. |
|
Bali'de beşinci günümüzde, tapınak gezilerine ara verip Ubud'un hemen dışındaki mobilya mağazalarını keşfetmeye karar verdik. Şaşırtıcı derecede ucuz ama yüksek kaliteli mobilya parçaları bulduk ve eve gonderecekleri sekilde siparis verdik. Hatıralık olarak küçük dekoratif objeler de aldık.
Sonra, Bali'nin doğusundaki Tenganan Köyü'ne uzandık. Yol yaklaşık 1 saat sürdü. Modern hayattan uzak, bu antik köyün sakin hayatını solumak bize iyi geldi. Güneş batmaya başladığında, Ubud'a geri döndük ve Ubud yakınlarındaki Petulu Köyüne her günbatımında gelen balıkçıl kuş topluluğunu gözlemeye gittik. Küçük salaş bir kafeye çevrilmiş geleneksel bir evin terasında bölgeye uçan yüzlerce beyaz balıkçıl kuşuna hayran kaldık. Gerçekten büyülü bir an ve kuş severler için mutlaka görülmesi gereken bir yer. Bali'deki son akşamımızda, Ubud sokaklarında biraz zaman geçirdik, hediyelik eşya aradık ve atmosferin tadını çıkardık. Yine önümüze çıkan tatli bir restoranda Bali yemeklerinden yedik ve geceyi lezzetli bir Bali kahvesi ile sonlandırdık. |